Qarabağa “qurd” baxışı...

qarabaga-qurd-baxisi
Oxunma sayı: 2505


Türkiyəli jurnalist, BengüTürk televiziyasının rəhbəri Murad İde erməni jurnalistin Dağlıq Qarabağla bağlı yazdığı son yazısını və işğal altındakı Azərbaycan torpaqlarını ziyarət edən türkiyəli jurnalistləri sərt tənqid edib. “Qafqazinfo” Murat İdenin “ortadogugazetasi”da dərc olunan həmin köşə yazısını olduğu kimi təqdim edir:

2015 kapıda..

Ermenistan, Ermeni Lobisi,Ermeni Diasporası,Ermeni dernek ve federasyonları, Ermeni lobisinin beslemeleri boş durmuyor..

1915 olaylarının yıldönümünde belli ki Dünyayı ayağa kaldıracaklar.. 2015-te daha üst perdeden ağlayarak, rant peşine düşecekler..

E akıllıca.. Akıllıca da biz ne yapıyoruz, ne yapacağız?

Başımızda, kardeş toprağını işgal etmiş  Ermenistanla sınırları açmaktan bahsedebilen bir iktidar var.. Ermenistanın, bırakın insani gerekçeleri, Uluslararası Hukuka göre bile işgalci olduğu Dağlık Karabağı su yolu etmiş gazetecilerimiz (!) var.. Hocalıyı anlamayı akıllarından geçirmeyip, Ermenilerin acılarını anlamak için işgal altındaki topraklara koşan Nagehan Alçılarımız, kanaat önderlerimiz  var.. TÜRK-ten beslenip, TÜRK-ün yurdunu "İŞGALCİLERİN" görenlerimiz var.. 

Mevzu taze daha, Fatih Akın adlı yönetmenimizin, "Soykırım" yalanından devşirilmiş dramı işlediği "KESİK" filmi, duruyor orta yerde.. Ne diyordu Türk(!) yönetmen filmi hakkında; 

Ermeniler bu yüzleşmeyi bir Türk yönetmenden bekliyordu.

Ermeniler ne bekler bilmiyorum.. Benim beklentim, bir TÜRK yönetmenin HOCALIyı anlamasıdır..

Efendim bu aralar insanlığın başında yeni bir bela var: KOBANİ (Ayn Al-Arap)

Bunun konuyla ilgisi ne demeyin, Ermeni Lobisi bu aralar Kobani üzerinden çalışmaya başladı.. Nasıl mı?

"Kobanide vatanlarını savunan insanlar varmış.. Ve tıpkı Karabağdaki gibiymiş.."

Buyrun bir örnek.. T24 adlı meşhur internet sitesinin yazarı Aris Nalcı, (ki kendisi AGOS Gazetesinin eski Yazı işleri Müdürüdür) 25 Ekim tarihli yazısında, Karabağ ve Dağlık Karabağdaki insanlık dramından söz ediyor.. Bu nasıl bir insanlık dramıysa, işgalcilerin öykülerinden derlenmiş.. Dağlık Karabağı işgal eden Ermeniler, bir de "Kayıp Askerler Derneği" kurmuşlar.. "Azerbaycanın kayıp anaları, kayıp bebeleriyle ilgilenmeyen" Nalcı, insanların vatanları(!) için ne çileler çektiklerini anlatıyor ve yazı şu cümlelerle bitiyor;

"Karabağda karşılaştığım Kobani… Kendi geleceğini kendi tayin etmek isteyen milletlerin çocukları asla savaşmıyorlar...Onlar evlerini, ailelerini koruyor..."

İşte girişte ifade ettiğim 2015 hazırlıklarının taze malzemesi burada saklı.. Yeni tezgahın adı "KARABAĞA KOBANİDEN BAKMAK.."

Bu değerlendirmeyi yabana atmayın, not alın.. Daha çooook çıkacak karşımıza.. 

Neden?

Çünkü Kobani(Ayn Al-Arap) şu an dünyanın gündeminde ve bölge üzerinden bir dram pazarlanıyor dünyaya.. Ve Dünya kamuoyu bu "MAL"ı satın almaya hazır halde.. Tüccar Ermeni siyaseti fırsatı kaçırır mı? Aslında KOBANİ dramı dedikleri, "Batı kürdistan" planının gereği olarak, orayı "Kürt" bölgesi ilan etmek üzere ortaya konan bir tiyatrodan ibaret.. Emperyal politikalar sinsi adımlarla, bölgedeki Ermeni ve Kürt nüfusu ayağa kaldırmaya, ardından insani dram üzerinden Dünyaya pazarlamaya çalışıyor.. Nihayetinde, o  hatta, uydu devlet yaratmaya çabalıyor.. Kobani bunun son adımıdır..

Demek istiyor ki Aris Nalcı, "Dağlık Karabağdaki Ermeniler de, tıpkı Kobanideki gibi vatanlarını koruyorlar.." Kobani gibi son dönemin yüksek değerli tahvil kağıdından nemalanma kurnazlığı..

Bir bakış bu kadar alçaklık, bu kadar kurnazlık, bu kadar şaşılık taşır.. Kobaniye Karabağ üzerinden bakacaksan eğer, biraz da ULUSLARARASI HUKUKUN  penceresinden bak kurnaz.. Çünkü o pencereden şöyle görünüyor;

Nasıl Kobani bir "kürt ülkesinin(!)" değil, Suriyenin toprağıysa, Dağlık Karabağ da işgalci  Ermenilerin değil, benim kardeşimin, AzerbayCANın toprağıdır..

Ama dedim ya, 2015 kapıda ve Ermeni lobisi boş durmuyor.. Her imkanı, her fırsatı, sömürülebilecek her gelişmeyi titizlikle didikliyor..

Yine dedim ya, biz uyuyoruz.. Uyumakla kalmıyor, üstüne üstlük, ihanet kalemlerini baştacı etmeye devam ediyoruz.. Karabağa gidip "Burası Ermenistan toprağı" diyebilen alçaklara, Türk gazeteci diyebiliyoruz.. Seçtikleri tarafa isyanımdan değil, insanlığın gerçeğine aykırılıklarından itiraz ediyorum.. Yoksa istedikleri tarafı seçebilirler.. İnsanlık tarihi, YALANLA GERÇEĞİN tarafları arasındaki savaşın özetidir zaten..

Kardeşimin yurdunu işgal etmiş bir alçaklığa alkış tutan eller, ülkemi yönetenler tarafından el üstünde tutuluyorsa, zaten yanmışım..

Biliyorum, AzerbayCANlı meslektaşlarım, kardeşlerim de isyan ediyor, TÜRK(!) gazetecilerin, son 7-8 yıllık Dağlık Karabağ seyahatlerine ve oradan devşirdikleri yalanlarına.. Ama bunun Türkiyelisi, Azerbaycanlısı yok.. Buyrun size Azərbaycanlı  Arzu Qeybullayeva.. O da Azerbaycanlı bir gazeteci.. Ve Türkiyedeki AGOS Gazetesinde çalışıyor.. Demem o ki, ihanetin coğrafyası olmuyor, ha Anadoluda doğmuş ha AzerbayCANda..

Dağlık Karabağa yasadışı seferler yapan gazetecilerin, bir tek gün bile Hocalının, Gencenin, Laçinin acılarını anlamaya çalıştığını görsem gam yemem.. Ama Ermeni lobisinin kuklası olunca, üstüne de Türk Hükumeti, "Ne yapıyorsunuz arkadaş, bu yaptığınız suçtur" deyip önlem almayınca, beslemeler istediği gibi cirit atıyor.. Tabi Azerbaycan devletinin darda kaldığını da görmüyor değilim.. Normal şartlarda, işgal altındaki topraklara, tanımadığı, işgalci saydığı bir kukla ülkeye vatandaşlarının elini kolunu sallayarak girmelerine ses etmeyen Türkiyeyi uyarması lazım.. Ama "KARDEŞ ÜLKEYE BUNU NASIL YAPAYIM?" diyor..

Bence yapmalı.. Üzgünüm ama Türkiye 12 yıldır "Tüccar Ermeni Siyaseti"yle yönetiliyor.. Mesele SOCAR olunca, mesele TANAP olunca, mesele "Bakünün kardeşine öncelik tanımasıyla" Türk müteahhitlere verilen, yüz milyonlarca dolarlık inşaat olunca "AZERBAYCAN" kıymetli, uluslararası tezgahların dayatması olunca "ERMENİSTANLA KAPILARI AÇACAĞIZ.." Bu ne kardeşliğe sığar ne insanlığa.. 

Bakın ben size daha acısını söyleyeyim;

Dağlık Karabağa gidip de, burası "ERMENİSTAN TOPRAĞIDIR" diyen sözümona Türk gazeteciler var ya, bunların patronlarının Azerbaycanda milyonlarca dolarlık işleri var biliyor musunuz?

Az önce dedim, "Kardeşine öncelik" tanıyan Bakünün imkanlarından milyonlarca dolar kazanıyor bunların patronları.. Ve dolayısıyla, o paradan doyuruyor bunlar da karınlarını.. Rahmetli Anneannem hep derdi; "Yediğin çanağa tükürme" diye..

Bunların yaptığı bu, yedikleri çanağa tükürüyorlar.. Üzgünüm ama tükürük bezleri de, AKP ve Ermeni lobisiyle besleniyor..

Bu Ermeni lobisinin kalemlerini dikkatle takip edin.. Siz de, ey Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyi.. "KARABAĞA KOBANİDEN BAKIN" diyen tüccar zihniyetin kalemşörlerine tepki verin.. Tepki verin ki adınızı hakedin..

AGOS Gazetesinde yazan Azerbaycanlı Arzuyu savunduğunuz kadar, kendi Milletinizi ve kardeşinizi savunduğunuz günü gördüğümde, ölsem gam yemem..

Gelelim son cümleye;

Yukarıda alıntı yaptım, Türk yönetmen Fatih Akından.. Ne diyordu;

--Ermeniler bu yüzleşmeyi bir Türk yönetmenden bekliyordu.

Dedim ya, işgalcinin ne beklediğiyle ilgilenmiyorum.. Ben başka bir şeyi bekliyorum;

-KURT ATEŞİ.

Uyuyoruz dedim ama, uyumayanımız da  var çok şükür.. Ahmet ŞAFAK, Nisan ayında vizyona girecek filmi için harıl harıl çalışıyor bu aralar.. Bir Türk meseleye nasıl bakar, nasıl bakmalı oradan öğreneceğiz..

Demem o ki ihtiyacımız;

Karabağa,  Kobani üzerinden "KÜRT" bakışı değil, KARABAĞdan "KURT" bakışıdır..