“Yataqda içiniz-içinizə sığmırsa ...” – - "Eşqə dair"

yataqda-iciniz-icinize-sigmirsa-
Oxunma sayı: 3059





“Qafqazinfo” məşhur türkiyəli jurnalist və yazıçı Can Dündarın “Eşqə dair” şeirini Türkiyə türkcəsində təqdim edir:


Aşka dair

Eğer Onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine 

ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...

Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla 

O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... 

ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...

Onunlayken pervaneleşen yelkovanlar 

Onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine bir akrep kadar hain...

Sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor 

Ondan söz edilince yüzünüz sizden habersiz 

mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor ya da muzip sırıtıyorsa

ve O her durduğunuz yerde duruyor 

her baktığınız yerden size bakıyor 

siz keyiflendikçe gülüp 

hüzünlendikçe ağlıyorsa...

dünyanın en güzel yeri Onun yaşadığı yer 

en güzel kokusu bedenindeki ter

en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...

hayat Onunla güzel ve onsuz müptezelse...

elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü yeryüzü, Onun yüzü pembeyse

kışlar ilk baharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...

her şiirde anlatılan Oysa... 

her filmin kahramanı O... 

her roman Ondan söz ediyor 

her çiçek Onu açıyorsa...

bir anlık ayrılık bir ömür gibi geliyor 

ve gider gitmez 

özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa

iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...

iştahınız 

hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...

eliniz telefonda yaşıyor 

işaret parmağınızla ha bire Onu tuşluyor 

dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız...

mütemadi bir sarhoşluk halinde her çalan telefona O diye atlıyor 

vitrindeki her giysiyi Ona yakıştırıyor 

konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...

kokusu burnunuzdan 

sureti gözünüzden sesi kulağınızdan 

teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...

özlemi 

sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...

hem kimseler duymasın hem cümlealem bilsin istiyorsanız...

Onsuz geceler ıssız sokaklar öksüzse...

ayrılık ölüme 

vuslat sehere denkse...

gamze gamze tebessüm de onun içinse 

alev alev öfke de;

bunca tavır bunca sabır ve nihayetsiz kahır 

hep Onun yüzü suyu hürmetine...

uğruna ödenmeyecek bedel gidilmeyecek yol vazgeçilmeyecek konfor yoksa...

dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa

nedensiz küsüyor 

sebepsiz affediyorsanız 

ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...

kaybetme korkusu kavuşma sevincinden ağır basıyorsa 

ve aşk gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...

gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı 

bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...

Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa 

ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız 

sabırsız sınırsız doyumsuz bir tutkuyla...

...o halde yarın sizin gününüz!..

"Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.