Türk jurnalist Bakı səfərindən nələr yazdı?

turk-jurnalist-baki-seferinden-neler-yazdi
Oxunma sayı: 674

Şehir bir şantiyeyi andırıyor. Her tarafta yeni binalar yükseliyor, restorasyon yapılıyor.

Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezinin davetiyle gittiğim Baküde, üç gün içinde, “iki devlet, tek millet” arasındaki ilişkilerin durumunu incelemeye çalıştım.

Azerbaycan ve Türkiye arasında, bir kırgın, bir barışık ilişkilerin…

Tabi öncelikle en güncel konudan, Fransa-Türkiye “soykırım geriliminde” Azerbaycanın tavrından başlamak gerek.

AZERİLER KIRGIN: “ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK, YİNE YAPARIZ…”


Türkiyedeki genel izlenim Fransa Senatosundan geçen Ermeni soykırımını inkar etmenin suç sayılmasına ilişkin yasa konusunda Azerbaycanın pek de destek olmadığı yönünde.

Azeriler bu izlenimden çok rahatsız.

Baküde vatandaştan, Cumhurbaşkanlığı/Dışişleri yetkililerine, akademisyenlerden, gazetecilere, iktidar ya da muhalefet milletvekillerine kadar herkes kırılmış. Genel mesaj: “Biz yapabileceğimiz her şeyi yaptık. Yine yaparız. Ama Türkiye görmedi.”

Bakın bu konuda Cumhurbaşkanı İlham Aliyevin Dış politika danışmanı Büyükelçi Novruz Mammadov ne diyor:
“Biz sizden daha fazla çalıştık” diye başlıyor Mammadov.

Ve Azerbaycanın Fransadaki yasanın çıkmaması konusunda yaptıklarını tek tek anlatıyor:
“Bizim parlamentoda karar çıktı, milletvekilleri, Parlamento başkanı, hepimiz beyanatlar verdik, “Bu bizim Fransa ile münasebetlerimize zarar getirecek” dedik. Fransa Senatosundan heyet davet ettik. Biz onlara da mesajlarımızı ilettik. Biz de çok çalıştık ama onu görmek lazım…”

AZERBAYCAN PARLAMENTOSU KARAR ALDI, TBMM ALMADI…


Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Samad Seyidov, Azerbaycan Milli Meclisinin Fransa Senatosu kararı tartışmaya başlar başlamaz, oy birliği ile Genel Kurulda bir karar alındığını anlatıyor. “Biz, oy birliği ile Azerbaycanın tüm halkını temsilen bir karar karar kabul ettik. Fransa Senatosundaki yasanın hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini tüm dünyaya duyurduk. Türkiye Meclisi ise, sadece Meclis Başkanı Cemil Çiçekin Fransız mevkidaşına yazdığı mektupla yetindi. TBMM Genel Kurulundan, Azerbaycanda alınan kararın benzeri çıkmadı.

Azerbaycan muhalefetini temsilen Demkoratik Reform Partisi lideri Asım Mollazade de, iktidarla aynı mesajları veriyor:
“İktidarı, muhalefeti, bağımsız vekili olarak tüm Azerbaycan parlamentosu birlikte çalıştık. Fransa senatosu içinde de pekçok çalışma yaptık. Yasa senatodan geçti ama, sonrasında 77 imzayla Anayasa Mahkemesine gitmesinde Azerbaycanın yaptığı çalışmaların da payı var. Yasa geçtikten sonra Fransa senatosundan bir heyeti Azerbaycana davet ettik, ağırladık. Durumu anlattık. Fransızlar ne konuyu açsalar, biz hep lafı yasaya getirdik, hep “kabul etmiyoruz” dedik. Sonunda “tamam anladık. Ama başka şeyleri de konuşalım” dediler. Biz yine Fransanın ifade özgürlüğünü kısıtladığını konuştuk….”

“FRANSA BÜYÜKELÇİSİNİ İKİ KERE ÇAĞIRDIM, NOTA VERDİM…”


Türk kamuoyuna pek yansımadı; Azerbaycan, Fransa Büyükelçisini iki kere çağırıp, protesto notası vermiş.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Xalaf Xalafov görüşmemizde, Fransız Büyükelçiyi bizzat kendisinin çağırdığını söyledi.

“Azerbaycan bunu kendi meselesi olarak kabul etmektedir” diyen Xalafov, Fransız Büyükelçiye mesajını da şöyle özetledi:
“Azerbaycanın bu siyaseti devamlıdır. Hiçbir zaman için sona ermez. Bu hem dış politika, hem sivil toplum, hem de parlamento düzeyinde sürdürülmektedir. Azerbaycan, bu konuda bir devlet olarak nota vererek, hem de beyan ederek, hem de Fransanın resmi makamları karşısında, Azerbaycanın resmi siyasetinin buna karşı olduğunu söyledim”

“FRANSANIN MİNSK GRUBUNDAN ÇIKARILMASI MÜMKÜN DEĞİL…”


Türkiyenin bu konuda Azerbaycandan bir beklentisi de, Fransanın Dağlık Karabağ sorununun çözümüyle ilgilenen, AGİT çerçevesinde kurulan Minsk grubundan çıkarılması.

Baküde verilen mesaj; “İsterdik ama bu mümkün değil…”

Cumhurbaşkanı Danışmanı Mammadov, “Fransanın Minsk grubundan çıkarılmasını biz de düşündük. Ama bu pratikte mümkün değil. Minsk grubunda konsensus gerekir. Sadece Azerbaycanın isteği ile olmuyor. Konsensus gerekiyor. Bu konsensusu sağlamak da mümkün değil” diye özetledi durumu.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Xalafov işe şöyle konuştu:
“Biz Fransa ile temaslarımızda bu meselelere de değindik. Biz Fransa tarafına bunu da söyledik. Ama bu bir global siyasettir. Minsk grubundakiler Rusya, ABD ve ABdir. Biz Fransayı Minsk grubunda AB gibi görüyoruz. Meselelerin birbiriyle ilişkilendirilmesi bu sürece olumlu yansımaz. Ve daha da büyük sorunlar çıkmasına neden olur. Bu zor bir meseledir. Ona göre biz de bu Minsk grubundan lazım derecede istifade edip bu sorunu çözmeye çalışıyoruz. Bizim karşımızdaki en büyük problem Azerbaycan topraklarının işgal altından kurtarılmasıdır. O usullerin hepsinden istifade etmeye çalışmak zorundayız. Bunun içinde Minsk grubu varsa ondan da faydalanmalıyız. Ama bu demek değildir ki, Azerbaycan Türkiyenin yanında değil. Hatta Türkiyenin yanında Azerbaycan kadar duran bir başka ülke bile yok”

“HEPİMİZ ERMENİYİZ NE DEMEK?”


Ermenistanla Türkiye arasındaki protokollere de değindi Azeri tarafı. Bu konunun “geri kalmış” olmasından, protokollerin uygulanmamasından son derece memnun Azeriler.

Dışişleri Bakan Yardımcısı, “Ermenistan Türkiye arasında sınır kapısının müzakere edildiğinden biz haberdar değildik. Biz son anda öğrendik ki bir protokol hazırlandı. Ve sonra protokoller imzalandı. Türkiye Ermenistan ile sınır kapısını neye göre bağlamıştı. Azerbaycan topraklarının işgali ile bağlamıştı. Peki Azerbaycan arazileri işgalden kurtarıldı mı ki, bir protokol imzalandı? Burada bir mantıksızlık olmuştu. Tabii ki, Türk halkı bizi yalnız koymadı ve tepki gösterdi. Sonra bu protokoller gerçekleşemedi ne de TBMMde onaylanamadı”.

Muhalefet partisi lideri Asım Mollazade biraz daha sert bu konuda...
“En büyük Ermeni lobisi ne Fransada, ne de ABDde. En büyük Ermeni lobisi Türkiyede…” diyor ve ekliyor;
“Hepimiz Ermeniyiz sloganları ile yürümek ne demek? İnsan öldürülmesi elbette kötü. Hepimiz Ermeniyiz denir mi? Ermeniler de, “evet öylesiniz” derler…”

Parlamentonun iktidar partisinden komisyon Başkanı Seyidov da aynı görüşte:
”Almanyada Türkler öldürüldü. Almanlar da bunu protesto etmek için yürüyüşler yaptılar, slogan attılar. Hiçbiri “hepimiz Türküz”demedi…”

“ERİVANA GÜNDE 4 UÇAK VAR. BU NASIL SINIR KAPAMAK?”


Türkiye-Ermenistan sınırı fiilen kapalı. Ancak Azerilere göre, “pratikte sınır açık”.

Parlamento Dışişleri Komisyonu Başkanı Samad Seyidov, “sınır sanal olarak kapalı” diyor ve ekliyor;
“İstanbuldan Erivana günde dört uçak gidiyor. Türkiyede yüzbine yakın Ermeni kaçak çalışıyor. Türk çocukları Ermeni dadılara emanet. Bu nasıl sınır kapamak. Sınır, sanal olarak kapalı…”

Tüm bu sözlerin özeti şu;

Azerbaycan protokollerden dolayı kırılmış. Ama bu geride kalmış.

Fransaya karşı ise Azeriler, belki de Türkiyeden bile çok çalışmış. Ve gördüğüm odur ki, çalışmaya da devam edecek Azeriler.

Petrol ve doğalgaz satışıyla ekonomisini düzelten Azerbaycanın şimdiki hedefi, tüm dünyada “diasporasını güçlendirmek…”

Baküde, “birlikte hareket etmeliyiz. Türk ve Azeri diasporalarının aşamayacağı engel olmaz” havası hakim.

Bu konuda işbirliği var. Ama sıkıntılı alanlar da var;
Azerbaycanın Türk vatandaşlarına uyguladığı vize gibi.

Vize konusunu da sordum Azerilere. İçtenlikle yanıtladılar.

“Neden vize kalkmıyor” sorusunun yanıtı da yarın…..