“Qarabağ münaqişəsinin 2020-ci ildə mütləq həllini gözləyirik”

qarabag-munaqisesinin-2020-ci-ilde-mutleq-hellini-gozleyirik
Oxunma sayı: 2919

Türkiyənin Azərbaycandakı sabiq səfiri Hulusi Kılıç Çanaqqala müharibəsi ilə bağlı fikirlərini qeyd edib. O, yazıda Dağlıq Qarabağ münaqişəsinə də toxunub.

“Qafqazinfo” “moderator.az”a istinadən həmin yazını olduğu kimi təqdim edir:  

“1915 yılında İngiliz ve Fransız işgalci kuvvetleri Çanakkale Boğazını geçerek Osmanlı Devleti’nin Başkenti  İstanbul’u işgal etmek istemişti. Çanakkale Boğazında büyük yenilgiye uğrayan İngiliz İmparatorluğu’nun güçlü donanmasıyla Fransa’nın donanması denizde büyük yenilgiye uğrayınca kara hareketi başlatmıştı. İngiliz ve Fransız orduları başlattıkları kara harekatı sırasında Mustafa Kemal Atatürk’ün düşman orduları karşısında gösterdiği başarı sonucu, Atatürk’ün söylediği gibi “geldikleri gibi geri giderler” sözü gerçek olmuştu.

Çanakkale’nin geçilmez olduğunu gören İngiliz ve Fransız orduları geldikleri gibi geri gitmişlerdi.

Yeni yılı Çanakkale ‘de geçirdik. 1 ocakta Arslanların yattığı tarihi Çanakkale şehitliğini ziyaret ettik.


1 yıla yakın süren savaşta Türk tarafı 1 milyon şehit ve İngiliz ve Fransız orduları 1 milyon kayıp vermişti.

Çanakkale toprakları şehit kanları ile sulanmıştır.

Her Türk’ün Çanakkale’ye gidip Çanakkale destanını okuması ve o kutsal toprakları ziyaret etmesi gerektiğini düşünüyorum. Çanakkale şehitliğinde 3500 Azerbaycanlı kardeşimizin, Türk kardeşleriyle koyun koyuna uyuduklarını gördüm. Çok duygulandım.

Can Azerbaycan henüz bağımsız devlet değilken kardeşlik sorumluluğuyla Çanakkale’ye koşarak Türk kardeşlerinin yardımına koşmuş, savaş sırasında 3500 Azerbaycanlı kardeşimiz  şehit olmuş ve binlerce Azerbaycanlı kardeşimiz yaralanmıştır.

1915 Şubat ayında başlayan ve 1916 Ocak ayında sona eren Çanakkale savaşlarında bir bölümü hastalık nedeniyle 101 bin şehit verilmiştir. Yaralı sayısı da 100 bin civarında olmuştur .

İngiliz ve Fransızların  hastalıktan ve savaş sırasında  ölenlerle birlikte 270 bin kişi zayiat vermiştir.

Karabağ savaşları şırasında da Türkiye’den binlerlerce gönüllünün Karabağ dövüşlerine katıldıkları sır değildir.

En son geçen yıl Türk Ordusu’nun Suriye’de yürüttüğü Zeytin  Dalı ve Barış Pınarı Operasyonlarına katılmak için binlerce Azerbaycanlı gencimizin müracaat ettikleri hepimizin malumudur.

Birleşmiş Milletlerin 4 kararına rağmen Can Azerbaycan’ımızın topraklarının %20 ‘nin işgali 28 yıldır devam etmektedir . ATET eşbaşkanları( ABD, RF ve Fransız) yıllardır Bakü’ye boşuna gelip gitmektedir. Bu süreç zaman kaybı olmuş, işgalci Ermenistan yönetimine ciddi baskı yapılmamıştır. Bu durum bölge  barışını , istikrar ve kalkınmasını sürekli  tehdit etmektedir.

Can Azerbaycan’ımızın güçlü bir ordusu ve ordusunu destekleyen güçlü bir halk desteği vardır.

Dolasıyla 4 april dövüşleri yahşı göstermiştir ki, Can Azerbaycan ordusunda topraklarını silah zoruyla geri alma gücü ve iradesi vardır.

Can Azerbaycan yönetimi bugüne kadar sorunu barışçı, diplomatik yolla ve müzakerelerle halletmeye çalışmıştır.

Artık Can Azerbaycan’da sabrın sonuna gelindiği görülmektedir.

105 yıl önce Türk kardeşlerine yardım etmek için Çanakkale’ye koşan Azerbaycanlı babalarımızın fedakarlığı ve hemreyliği şu anda da Milletimizde mevcuttur. 

Savaştan yana değiliz, ama Karabağ’da savaş olması halinde binlerce değil, milyonlarca gönüllü Türk gencinin  kardeşlerine yardım için Karabağ savaşına katılmaya hazır oldukları yadda tutulmalıdır.

Türk ve Azerbaycan halkları ile ermeni halkı arasında bir problem olmadığını özellikle vurgulamak isterim. Sorun Ermenistan yönetimindedir.

Çanakkaledeki kardeşlik Hemreylik ruhunun bugün de güçlü şekilde var olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Karabağ sorunun 2020 yılında mutlaka çözülmesini bekliyoruz.

Zaman gelmiş ve geçmiştir.

Çanakkale savaşlarında şehit düşen Türkiye Türkü ve Azerbaycan Türkü babalarımızı rahmet ve minnetle yad ediyorum”.